Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Şirket Değerleme Nedir ve Şirket Değerlemeye Ne Zaman İhtiyaç Duyulur? Due Diligence Çalışmaları

En basit haliyle nasıl arabamızın, evimizin satış değerinden bahsediyorsak, şirket değerleme, şirketimizin satılması/ el değiştirmesi durumunda ne kadarlık bir fiyata bu işlemin gerçekleşebileceğini tespit etme çalışmalarıdır. Bunu mikro ve makro bazda düşünebiliriz. Ben halka açık bir şirketin bir hisse senedini de alabilirim ya da şirketin tamamını da satın alabilirim. Her iki durum da şirket değeri ile ilişkilidir. Bir başka ifadeyle portföyünü şekillendirecek bireysel yatırımcılar gözüyle de, direkt şirketi alıp faaliyetlerini sürdürecek/işletecek kişi gözüyle de şirket değerlemeye bakabiliriz.  Mikro ve Makro Bazda değerleme yapıldığında tercih ettiğimiz değerleme yaklaşımı değişebilmektedir.

Şirket değerleme çalışması sadece bir fiyat tespit etmek için yapılmıyor. Çünkü bu süreç, şirketin tüm varlıklarını, tüm faaliyetlerini ve tüm iş yapış şekillerini barındıran bir süreç. Aynı işi ve aynı ciroyu yapan iki firmanın değerleri arasında ciddi farklılıklar olabiliyor. Bu tamamen o firmanın kendine has özelliklerinden ve iş yapış şekillerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle şirket değerleme çalışmaları ve buna ilişkin kurgulanan finansal modellemenin şirketle ilgili tüm parametreleri içermesi gerekiyor ve bu da şirketin stratejik kararlarına yön verir.

Şirket Değerlemeye İhtiyaç Duyulan Alanlar         

Şirketlerin değerlemeye ihtiyaç duyulmasının onlarca sebebi bulunmaktadır. Şirketin tamamen ya da kısmen satılması, halka arzlar ve şirket birleşmeleri şirket değerleme çalışmalarının yürütüldüğü bazı temel alanları oluşturmaktadır. 10-15 yıl öncesine gittiğimizde Türkiye’de şirket sahiplerinin şirketlerini satma ya da yeni bir şirket alma gibi bir eğilimleri çok fazla yoktu. Ancak gerek küreselleşme gerek finansal piyasaların artık daha gelişmiş hale gelmesiyle son yıllarda şirket birleşme ve satın alma işlemleri çok daha fazla öne çıkan konular haline geldi. Ayrıca özellikle teknolojik gelişmelere bağlı olarak start-up’ların (yeni nesil girişim) sayısında ciddi bir artış eğilimi var. Ve kendi faaliyet konusuna çok uzak olsa da bu tip start-up’ları fonlayan yatırımcılar bulunmakta. Start-up ekosistemi devasa ölçüde gelişti. Tüm bu trend gerek şirket sahiplerini gerek yatırımcıları gerekse finansman şirketlerini doğru değer tespiti konusunda arayışa yöneltti. Ve girişimciler artık özellikle teknolojiye dayanan şirketlerini kuruyor, geliştiriyor ve kısmen veya tamamen satıp ciddi kazançlar elde edebiliyor.

Şirket Değerlemeye İhtiyaç Duyulan Alanlar Özetle;

* Şirket birleşme ve satın almaları,

* Şirketlerin Halka arzlarında da artış eğilimi söz konusu bu şirketlerin değer çalışmalarını gerekli kılmakta,

* Ortaklık yapısının değişmesi (ortakların bir kısmının ayrılması, yeni ortak alımı, pay devirleri),

* Kredi alma sırasında hisselerin teminat verilmesi, finansman kuruluşları tarafından hisse değer tespiti talep edilmesi,

* Yine finansman kuruluşları açısından kredibilite analizlerine destek veri olarak talep edilebilmesi,

* Şirketlerin iflas ve tasfiye sürecinde değer tespiti,

* Şirket performansının tespit edilmesi (benzer şirketlerle kıyaslama),

* Hukuki ve ticari davalara destek anlamında (miras paylaşımı, ortaklar arasında anlaşmazlıklar, ortaklıktan çıkma ve fesih davalarında)

* Son dönemde çok fazla olmasa da özelleştirmelerde şirket değer tespiti yapılmaktadır

* Değer odaklı stratejik finansal yönetim: Aslında tüm bu tek dönem ihtiyaçların yanında şirket yönetiminin performanslarını sürekli takip etmeleri ve değerlerini arttıracak stratejiler geliştirebilmeleri adına değerleme ve finansal modelleme çalışmaları şirket yönetimi ve sahiplerinden talep edilebiliyor. Değere dayalı yönetim anlayışını benimseyen şirketler için bu önemli bir ihtiyaç oluyor.

**İkon’lar Flaticon.com’dan alınmıştır.

Leave a comment

Sinem Derindere | Akademisyen, Finans Danışmanı, Yazar

Yeni Yazılarımdan Haberdar Ol!